-
1 كذب
Iكَذَبَ1. aldatmak2. ayartmakAnlamı: baştan çıkarmak, doğru yoldan saptırmak3. kandırmakAnlamı: aldatmakIIكَذِب1. yalandanAnlamı: gerçek olmayarak2. kıtırAnlamı: uydurma söz, yalan3. uydurmasyonAnlamı: uydurma, uydurmak işi4. martavalAnlamı: yalan, uydurma söz, palavra5. atıcılıkAnlamı: yalancılık, uydurmacılık6. sahtelikAnlamı: sahte olma durumu7. yalan8. atmasyonAnlamı: palavra, uydurma9. ığrıpAnlamı: yalan, düzen10. hilâfAnlamı: yalan, doğru olmayanكِذْب1. kıtırAnlamı: uydurma söz, yalan2. sahtelikAnlamı: sahte olma durumu3. ığrıpAnlamı: yalan, düzenIVكَذَّبَyalanlamakAnlamı: gerçek olmadığını bildirmek -
2 زهو
Iزَهْو1. kasıntıAnlamı: büyüklenme, gurur2. kıtırAnlamı: uydurma söz, yalan3. gösterişAnlamı: gösterme işi veya biçimi4. gururAnlamı: kendini beğenme, büyüklenme, kibir5. martavalAnlamı: yalan, uydurma söz, palavra6. görkem7. atıcılıkAnlamı: yalancılık, uydurmacılık8. sahtelikAnlamı: sahte olma durumu9. atmasyonAnlamı: palavra, uydurma10. çalımAnlamı: gösteriş11. yalan12. ığrıpAnlamı: yalan, düzen13. kibirAnlamı: kendini büyük görme, başkalarından üstün tutma14. debdebeAnlamı: görkem, gösteriş, şatafat, ihtişamIIزُهُو1. kasıntıAnlamı: büyüklenme, gurur2. gösterişAnlamı: gösterme işi veya biçimi3. gururAnlamı: kendini beğenme, büyüklenme, kibir4. kibirAnlamı: kendini büyük görme, başkalarından üstün tutma5. cakaAnlamı: gösteriş, çalım, kabadayılık -
3 زيف
زَيْف1. kalpAnlamı: düzme, sahte (para)2. kalpAnlamı: yalancı, kendine güvenilmeyen3. sahtekârlıkAnlamı: sahtecilik4. sahtecilikAnlamı: sahtecilik5. kıtırAnlamı: uydurma söz, yalan6. martavalcıAnlamı: yalan söyleyen, palavracı7. martavalAnlamı: yalan, uydurma söz, palavra8. atıcılıkAnlamı: yalancılık, uydurmacılık9. sahtelikAnlamı: sahte olma durumu10. sahte11. atmasyonAnlamı: palavra, uydurma12. ığrıpAnlamı: yalan, düzen13. yalan14. hilâfAnlamı: yalan, doğru olmayan -
4 أفيكة
أَفِيكَة1. kıtırAnlamı: uydurma söz, yalan2. martavalAnlamı: yalan, uydurma söz, palavra3. atıcılıkAnlamı: yalancılık, uydurmacılık4. sahtelikAnlamı: sahte olma durumu5. ığrıpAnlamı: yalan, düzen6. yalan7. atmasyonAnlamı: palavra, uydurma -
5 باطل
باطِل1. boştaAnlamı: işsiz2. kıtırAnlamı: uydurma söz, yalan3. martavalAnlamı: yalan, uydurma söz, palavra4. görevsizAnlamı: bir görevi bulunmayan5. atıcılıkAnlamı: yalancılık, uydurmacılık6. sahtelikAnlamı: sahte olma durumu7. yalan8. atmasyonAnlamı: palavra, uydurma9. ığrıpAnlamı: yalan, düzen10. hilâfAnlamı: yalan, doğru olmayan11. çürükAnlamı: sağlam temele dayanmayan12. batılAnlamı: çürük ve temelsiz -
6 ترهة
تُرَّهَة1. kıtırAnlamı: uydurma söz, yalan2. martavalAnlamı: yalan, uydurma söz, palavra3. atıcılıkAnlamı: yalancılık, uydurmacılık4. sahtelikAnlamı: sahte olma durumu5. atmasyonAnlamı: palavra, uydurma6. ığrıpAnlamı: yalan, düzen7. yalan -
7 تزوير
تَزْوِير1. sahtecilikAnlamı: sahtecilik2. sahtekârlıkAnlamı: sahtecilik3. sahtelikAnlamı: sahte olma durumu -
8 تزييف
تَزْيِيف1. sahtecilikAnlamı: sahtecilik2. sahtekârlıkAnlamı: sahtecilik3. sahtelikAnlamı: sahte olma durumu4. şikeAnlamı: danışık spor karşılaşması yapmak -
9 تقليد
تَقْلِيد1. sahtekârlıkAnlamı: sahtecilik2. sahtecilikAnlamı: sahtecilik3. özentiAnlamı: beğendiği şeye benzeme çabası4. gelenekAnlamı: bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış anane5. görenek6. sahtelikAnlamı: sahte olma durumu7. imitasyonAnlamı: taklit8. örfAnlamı: gelenek, adet -
10 فرية
فِرْيَة1. kıtırAnlamı: uydurma söz, yalan2. uydurmasyonAnlamı: uydurma, uydurmak işi3. martavalAnlamı: yalan, uydurma söz, palavra4. atıcılıkAnlamı: yalancılık, uydurmacılık5. sahtelikAnlamı: sahte olma durumu6. ığrıpAnlamı: yalan, düzen7. atmasyonAnlamı: palavra, uydurma8. yalan9. hilâfAnlamı: yalan, doğru olmayan -
11 مين
مَيْن1. kıtırAnlamı: uydurma söz, yalan2. martavalAnlamı: yalan, uydurma söz, palavra3. atıcılıkAnlamı: yalancılık, uydurmacılık4. sahtelikAnlamı: sahte olma durumu5. yalan6. atmasyonAnlamı: palavra, uydurma7. ığrıpAnlamı: yalan, düzen -
12 أشر
Iأَشَر1. kıvançAnlamı: sevinç2. mürüvvet3. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu4. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme5. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet6. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu7. sevinç8. zevkAnlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duyguIIأَشِر1. kalpAnlamı: düzme, sahte (para)2. kalpAnlamı: yalancı, kendine güvenilmeyen3. düzmeceAnlamı: gerçek olmayan4. kıvançlıAnlamı: sevinç duyan5. müfteriAnlamı: karacı, kara çalan6. martavalcıAnlamı: yalan söyleyen, palavracı7. gamsızAnlamı: üzüntüsü olmayan8. neşeliAnlamı: sevinçli, şen
См. также в других словарях:
sahtelik — is., ği Sahte olma durumu Bu gibilerin sahteliğini sırıtan bir taraflarından görmek mümkündür. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük